bu muhtesem hedıyelerı kazanmak için tık tık
9 Aralık 2013 Pazartesi
.jpg)
Bir Tatlı Molası: Yılbaşı Çekilişiiiiiiiii !
Merhabalaaaaarr,Evet başlığı yanlış okumadınız. Yeni yıla sayılı günlerin kaldığı bir dönemde ve hazır yılbaşı kurabiyeleri yapmaya da başlamışken sizleri de unutmadım. Dedim ki sevgili takipçilerimle bu sefer sadece fotoğraf paylaşmayacağım onlarla lezzeti de paylaşacağım. Ne dersiniz iyi bir fikir değil mi? Geçen çekilişimde bir arkadaşıma cupcakelerimitattırmıştım. Bu kez de yılbaşı kurabiyelerimi tattırmak istiyorum. Üstelik 1 kişiye değil tam 3 kişiye :) Görmüş olduğunuz bu kurabiyelerden dilediğiniz 10 tanesini seçebilirsiniz kargo bana ait olacak. Çekiliş Türkiye sınırları içerisinde geçerlidir. Malesef yurt dışına gönderi yapamıyorum.
Bir Doa Kozmetik Alışveriş Hikayesi ve She Butter kullanma Klavuzu:)
Merhaba sevgili blogum. ( Henüz yeni oldugum için blogumla baş başa oldumuzu biliyorum. :)
Şimdi size doa kozmetik deneyimlerimden ve özellikle she butter'den bahsedicem. Biliyorsunuz ki bir kadın blogunun olmazsa olmazlarından biri doa kozmetik ürünleri diğeri de doa kozmetik çekilişidir. :)Şikayetçi miyim asla. Çünkü uzunca bir süreden beri yaklaşık bir yıldır, bloglarda tarama yapmadan kendime ürün almıyorum. En azından almamaya çalışıyorum.
Bloglarda, kadınlar kulübünde, ekşide allahım her yerde Doa'dan bahsediliyor bende dedim ki ben neden eksik kalıyorum. Sonra girdim doa'nın sitesine bir dünya alışveriş yaptım, yorumları okudum, allahım öyleki ürünleri kullandıktan sonra içimden bir Angelina Jolie çıkmasını bekliyorum. Herkes ayılır bayılıp, bu ürünlerden mucizevi olarak bahsediyor. Verdim siparişi....
Bekle bekle bekle ürünlerim gelmiyor, deliricem bir de o ara taşınma durumum vardı sonra taşınmadım ama o dönem ciddi şekilde ev bakıyorduk. Mail atıyorum dönmüyorlar, twitterdan yazıyorum cevap yok faceden yazıyorum yine yok. Yok yani. Sonra aramaya karar verdim ve ertesi gün aradım. Bir gün sonra kargom elimdeydi. Beklemekten şikayetçi olanlar aramayı denesin hemen ürünler geliyor, en azından bende bu yöntem işe yaradı. Tabi sabahın 8'inde arayıp azıcık çirkinlik yapmam da bunda etkili olmuş olabilir. Bilemiyorum. :)
Çünkü her yerde aktifler, bloglarda cayır cayır yorumlar yapıyorlar ama mail'e cevap vermiyorlar. İnsan huzursuz oluyor tabi.
İkinci hayal kırıklığını ürünleri elime aldıgımda yaşadım ki ne hayal kırıklığı arkadaşlar anlatamam. Güzellik ürünleri, ya da makyaj ürünleri azıcık süslü püslü oluyor insan kendini özel hissediyor, ama doa'ın ürünleri tam bir kabus yaşattı bana. Yani tamam fiyatları düşük belki ama yok yani. İnsanın aklına kurt düşüyor. Bari içeriklerini yazsalarmış diyorum o da yok. Yani içerik de yazsalar neyin ne oldugunu elbette bilemeyeceğim ama yine de bir bilen çıkacak.
Bir de herkese hediye gönderen firma bana kırık iğne göndermemiş. Ona da şaşırdım açıkçası. Sonrada amannn gönderseler ne olacak diye düşünüp üzerinde durmadım.
Sitede miss gibi kokuyor denen fesleğen kremi bildiğin bozuk arap sabunu kokuyor. Ziyan olmasın diye duştan sonra bacaklarıma sürdüm pijamamı giyip yattım. Yorgan falan derken o kokuyu almadım.:)
Argan yağı bir şişe kullandım, onu da duştan sonra ıslak saç uçlarıma uyguladım. Ama ne faydasını ne zararını gördüm diyebilirim. Anlamadım yani. Benim için tek faydası saçlarımı yumuşatması oldu.
Bir kaç kutu hindistan cevizi yağı aldım. Melis Limes videsunu yapmıştı. Oradan görmüştüm. Aldım ve uyguladım saçlarım daha parlak oldu. Başka bir faydasını görmedim. 3 ay içerisinde.
Şimdi gelelim başlıkta da bahsettiğim she butter'a. Bu urun bana teneke kutuda geldi. Teneke diyorum çünkü kutu paslandı allahtan ürünü içinden almıştım. İnsanlar deli gibi bu yağın mucizelerinden bahsediyorlar ve ben nasıl heyecanlıyım anlatamam. Ama ürünü elime aldım kapağını açtım ve donmuş bir yağ. Ve o kadar sert ki kullanamadım. Sonra araştırdım ısıtın yazmışlar, 30 sanıye kadar demleyen çaydanlığın kapağında beklettim, ocakta ısıtmaya cesaret edemedim. Buna rağmen kadar sıvılaşmıştı ki kapağını açarken zaten minicik kutunun yarısını üstüme boşalttım. Sonra da o kapağı tekrar açamadım. Bende üründen ve doa'dan nefret ede ede bir kenara bıraktım öylece günlerce durdu.
Sonra bir gün saçlarımı kuruturken bana acı acı bakan she butter'ı elime aldım ve 30 sanıye kadar fönü tuttuktan sonra ince bir çatalın ucuyla açtım. O an ki mutluluğumu anlatamam. Edison elektiriği buldugunda benim kadar sevinmiş olamaz. :)
Ürünü nasıl kullanacağımı anladım ama kullanacak yer bulamadım bu seferde. :)
Bir kez dudağıma sürdüm çok kaşındırdı hemen sildim. Uyumadan yüzüme sürdüm allahım nasıl ateş bastı uyuyamadım hemen kalktım bir yüz jeliyle yüzümü güzelce yıkadım.
Dedim ki she butter senden vazgeçiyorum. Yani bir de neden o kadar inat ediyorsam sürekli bir şeyler ters gidiyor ama ben ısrarla deniyorum, vazgeçmiyorum. Vee sonunda bana bir aydınlanma geldi ve nasıl kullanacağımı buldum.
Elimde son kutu hindistan cevizi yağı kalmıştı she butter'ı erittim hindistan cevizini de she butter'le aynı yöntemle eritip nefret ettiğim ama lazım olur diye kutusunu yıkayıp paklayıp sakladığım fesleğen kremi kutusunun içine koydum.
Sonra 2 günde bir kullandım saçlarımda. uyumadan sürdüm sabah yıkadım. Başlarda bir canlılık geldi ama o kadar umutsuzum gibi artık işe yaradıgını düşünmüyorum.Şimdi bir kaç aydır kullanıyorum ve gerçekten mucize. Saçlarımın dökülmesi durdu, daha sağlıklı daha canlı olmaya başladı. Ve üstüne hızlı da uzuyor.
Doadan sipariş veren arkadaşım olursa teneke teneke she butter ve hindistan cevizi yağı siparişi verdiriyorum. Yani diğer ürünlerden nasıl nefret ettiysem bu iki ürüne de o kadar bayıldım. Ama kullanımı da önemliydi. İnşallah sizlere de faydalı olur.
Uzunca yazdım ama gerekliydi, sanırım yazdıklarım hep uzun olacak.
Yazımı okuyan varsa şimdiden çok teşekkür ediyorum. Lütfen kendinize iyi bakın... xoxo
Şimdi size doa kozmetik deneyimlerimden ve özellikle she butter'den bahsedicem. Biliyorsunuz ki bir kadın blogunun olmazsa olmazlarından biri doa kozmetik ürünleri diğeri de doa kozmetik çekilişidir. :)Şikayetçi miyim asla. Çünkü uzunca bir süreden beri yaklaşık bir yıldır, bloglarda tarama yapmadan kendime ürün almıyorum. En azından almamaya çalışıyorum.
Bloglarda, kadınlar kulübünde, ekşide allahım her yerde Doa'dan bahsediliyor bende dedim ki ben neden eksik kalıyorum. Sonra girdim doa'nın sitesine bir dünya alışveriş yaptım, yorumları okudum, allahım öyleki ürünleri kullandıktan sonra içimden bir Angelina Jolie çıkmasını bekliyorum. Herkes ayılır bayılıp, bu ürünlerden mucizevi olarak bahsediyor. Verdim siparişi....
Bekle bekle bekle ürünlerim gelmiyor, deliricem bir de o ara taşınma durumum vardı sonra taşınmadım ama o dönem ciddi şekilde ev bakıyorduk. Mail atıyorum dönmüyorlar, twitterdan yazıyorum cevap yok faceden yazıyorum yine yok. Yok yani. Sonra aramaya karar verdim ve ertesi gün aradım. Bir gün sonra kargom elimdeydi. Beklemekten şikayetçi olanlar aramayı denesin hemen ürünler geliyor, en azından bende bu yöntem işe yaradı. Tabi sabahın 8'inde arayıp azıcık çirkinlik yapmam da bunda etkili olmuş olabilir. Bilemiyorum. :)
Çünkü her yerde aktifler, bloglarda cayır cayır yorumlar yapıyorlar ama mail'e cevap vermiyorlar. İnsan huzursuz oluyor tabi.
İkinci hayal kırıklığını ürünleri elime aldıgımda yaşadım ki ne hayal kırıklığı arkadaşlar anlatamam. Güzellik ürünleri, ya da makyaj ürünleri azıcık süslü püslü oluyor insan kendini özel hissediyor, ama doa'ın ürünleri tam bir kabus yaşattı bana. Yani tamam fiyatları düşük belki ama yok yani. İnsanın aklına kurt düşüyor. Bari içeriklerini yazsalarmış diyorum o da yok. Yani içerik de yazsalar neyin ne oldugunu elbette bilemeyeceğim ama yine de bir bilen çıkacak.
Bir de herkese hediye gönderen firma bana kırık iğne göndermemiş. Ona da şaşırdım açıkçası. Sonrada amannn gönderseler ne olacak diye düşünüp üzerinde durmadım.
Sitede miss gibi kokuyor denen fesleğen kremi bildiğin bozuk arap sabunu kokuyor. Ziyan olmasın diye duştan sonra bacaklarıma sürdüm pijamamı giyip yattım. Yorgan falan derken o kokuyu almadım.:)
Argan yağı bir şişe kullandım, onu da duştan sonra ıslak saç uçlarıma uyguladım. Ama ne faydasını ne zararını gördüm diyebilirim. Anlamadım yani. Benim için tek faydası saçlarımı yumuşatması oldu.
Bir kaç kutu hindistan cevizi yağı aldım. Melis Limes videsunu yapmıştı. Oradan görmüştüm. Aldım ve uyguladım saçlarım daha parlak oldu. Başka bir faydasını görmedim. 3 ay içerisinde.
Şimdi gelelim başlıkta da bahsettiğim she butter'a. Bu urun bana teneke kutuda geldi. Teneke diyorum çünkü kutu paslandı allahtan ürünü içinden almıştım. İnsanlar deli gibi bu yağın mucizelerinden bahsediyorlar ve ben nasıl heyecanlıyım anlatamam. Ama ürünü elime aldım kapağını açtım ve donmuş bir yağ. Ve o kadar sert ki kullanamadım. Sonra araştırdım ısıtın yazmışlar, 30 sanıye kadar demleyen çaydanlığın kapağında beklettim, ocakta ısıtmaya cesaret edemedim. Buna rağmen kadar sıvılaşmıştı ki kapağını açarken zaten minicik kutunun yarısını üstüme boşalttım. Sonra da o kapağı tekrar açamadım. Bende üründen ve doa'dan nefret ede ede bir kenara bıraktım öylece günlerce durdu.
Sonra bir gün saçlarımı kuruturken bana acı acı bakan she butter'ı elime aldım ve 30 sanıye kadar fönü tuttuktan sonra ince bir çatalın ucuyla açtım. O an ki mutluluğumu anlatamam. Edison elektiriği buldugunda benim kadar sevinmiş olamaz. :)
Ürünü nasıl kullanacağımı anladım ama kullanacak yer bulamadım bu seferde. :)
Bir kez dudağıma sürdüm çok kaşındırdı hemen sildim. Uyumadan yüzüme sürdüm allahım nasıl ateş bastı uyuyamadım hemen kalktım bir yüz jeliyle yüzümü güzelce yıkadım.
Dedim ki she butter senden vazgeçiyorum. Yani bir de neden o kadar inat ediyorsam sürekli bir şeyler ters gidiyor ama ben ısrarla deniyorum, vazgeçmiyorum. Vee sonunda bana bir aydınlanma geldi ve nasıl kullanacağımı buldum.
Elimde son kutu hindistan cevizi yağı kalmıştı she butter'ı erittim hindistan cevizini de she butter'le aynı yöntemle eritip nefret ettiğim ama lazım olur diye kutusunu yıkayıp paklayıp sakladığım fesleğen kremi kutusunun içine koydum.
Sonra 2 günde bir kullandım saçlarımda. uyumadan sürdüm sabah yıkadım. Başlarda bir canlılık geldi ama o kadar umutsuzum gibi artık işe yaradıgını düşünmüyorum.Şimdi bir kaç aydır kullanıyorum ve gerçekten mucize. Saçlarımın dökülmesi durdu, daha sağlıklı daha canlı olmaya başladı. Ve üstüne hızlı da uzuyor.
Doadan sipariş veren arkadaşım olursa teneke teneke she butter ve hindistan cevizi yağı siparişi verdiriyorum. Yani diğer ürünlerden nasıl nefret ettiysem bu iki ürüne de o kadar bayıldım. Ama kullanımı da önemliydi. İnşallah sizlere de faydalı olur.
Uzunca yazdım ama gerekliydi, sanırım yazdıklarım hep uzun olacak.
Yazımı okuyan varsa şimdiden çok teşekkür ediyorum. Lütfen kendinize iyi bakın... xoxo
8 Aralık 2013 Pazar
Bi Blog da Benden...:)
Öncelikle bu blogun amacı insanlar beni sevsin, benim için deli olsun gibi bir şey değil. Herkes gibi sevilmeye bayılırım. Ama önümde sevilmekten önce gelen uzun bir yol var. Bir dünya kilo vermem gerek. Verdikçe inşallah paylaşırım. En son 3 gün önce klasik salata diyetlerimden birini daha bozdum. Bunun öfkesini yine kendime ödetmek istemediğimden bu blogu açmaya karar verdim.
Kiloluyum, diyet yapıyorum dediğime bakmayın güzellik ve bakımla da bir o kadar ilgiliyim. Okumayı, izlemeyi, yazmayı severim. Ama en son bir günlük tutmaya başladığımda annemin günlüklerimi okuyup bir de üstüne benden hesap sormaya kalkmasıyla kağıda yazma olayına son verdim. En mahremimi hep başkaları okur mu acaba fobisi başladı bende. :)
Burada neyseki rahatım, annem görmez, kimse tanımaz :)
Geçen seneye kadar kendimden hep nefret ettim, hep bir kilo verme telaşı yaşadım. Aileme karşı kendimi hep mahçup hissettim. Suçlu olan hep benmişim gibi her konuda kendimi cezalandırdım. Taki ki bir gün mükemmel bir doktora gidene kadar. Televizyonda annem görmüş, randevu almış, hadi buna da bir git dedi. Gittim, zayıfladım mı? Evet! Ama sonra aldım. Bunda da en buyuk etken doktorumu bırakmamdı. Başka bir şehre gitmek zorundaydım. Kiloları yine fazla fazla aldım Ama kendimi sevdim. Oradaki ortam bana yalnız olmadıgımı benim gibi bir çok insanın bu sorunla savaştıgını bana gösterdi. Sonra da kendimden hiç utanmadım. Ve kendimi sevdim, hala da seviyorum, asla kendime laf söyletmem. :)
Özgüvenin ne mucizevi bir nimet oldugunu gördüm. Bu sorunlarımı bitirmedi ama sorunlarla başa çıkma yöntemleri bulmamı sağladı.
Bir de Aykut Oğut var. Ona da ayılıp bayılıyorum. Aldıgım ilk kitabı korsandı, yola çıkıcam zaman geçsin okurum diye almıştım. Ama okuduktan sonra bir çok arkadaşıma korsan olmayanını alıp hediye ettim. Hatta farklı şehirlerdeki arkadaşlarım için internetten sipariş bile verdim. :) Sonra daha detaylı değinirim bu konuya.
Ben tipik bir teraziyim, daldan dala atlar konudan konuya geçerim. Okuyan olursa yazdıklarımı onlar da zaten anlamış olurlar. oxox
Aceleciyim, telaşlıyım, bazen geveze, bazen suskunum, bazen deli gibi mutlu bazen 3 günlük ömrü kalan insan kadar mutsuzum. Ama yukarıda ne dedim, her şekilde ve her koşulda kendimi seviyorum. :)
Bu aralar deli gibi güzellik, bakım, makyaj gibi konularla ilgilendiğim için bol bol kullandığım ürünler hakkında yorum yapacağım, bilgi vereceğim. Sonra diyet, kilo, kilolu kişilerin yaşadığı zorluklar, bazen depresyon bazen ilişkiler... Biraz edebiyat, biraz sinema her konuda yorumlarım da olacaktır. Ebedi bir güzellik blogu değil benimkisi.
Neden blogumun adı venuskadiniguzellesiyor, sorusuna gelince dediğim gibi görüntü olarak büyük bir değişim süreci içerisindeyim. Belki çoook uzunca bir süre sonra sizinle de öncesi sonrası fotoğraflarımı paylaşırım. Ama daha çok var. :)
İlk yazı şimdilik bu kadar olsun. Bende amatör görünümlü blogumu profesyonel bir görünüme kavuşturmak için neler yapabilirim ona bakayım. :)
Eğer yazdıklarımı okuyan birileri olursa, şimdiden teşekkür ediyorum. Bu blogta belki gün gelecek hiç bir şey bulamayacaksınız ama samimiyetim ve dürüstlüğüm hep daim kalacak.
Lütfen kendinize iyi bakın... xoxo
Venüs
Öncelikle bu blogun amacı insanlar beni sevsin, benim için deli olsun gibi bir şey değil. Herkes gibi sevilmeye bayılırım. Ama önümde sevilmekten önce gelen uzun bir yol var. Bir dünya kilo vermem gerek. Verdikçe inşallah paylaşırım. En son 3 gün önce klasik salata diyetlerimden birini daha bozdum. Bunun öfkesini yine kendime ödetmek istemediğimden bu blogu açmaya karar verdim.
Kiloluyum, diyet yapıyorum dediğime bakmayın güzellik ve bakımla da bir o kadar ilgiliyim. Okumayı, izlemeyi, yazmayı severim. Ama en son bir günlük tutmaya başladığımda annemin günlüklerimi okuyup bir de üstüne benden hesap sormaya kalkmasıyla kağıda yazma olayına son verdim. En mahremimi hep başkaları okur mu acaba fobisi başladı bende. :)
Burada neyseki rahatım, annem görmez, kimse tanımaz :)
Geçen seneye kadar kendimden hep nefret ettim, hep bir kilo verme telaşı yaşadım. Aileme karşı kendimi hep mahçup hissettim. Suçlu olan hep benmişim gibi her konuda kendimi cezalandırdım. Taki ki bir gün mükemmel bir doktora gidene kadar. Televizyonda annem görmüş, randevu almış, hadi buna da bir git dedi. Gittim, zayıfladım mı? Evet! Ama sonra aldım. Bunda da en buyuk etken doktorumu bırakmamdı. Başka bir şehre gitmek zorundaydım. Kiloları yine fazla fazla aldım Ama kendimi sevdim. Oradaki ortam bana yalnız olmadıgımı benim gibi bir çok insanın bu sorunla savaştıgını bana gösterdi. Sonra da kendimden hiç utanmadım. Ve kendimi sevdim, hala da seviyorum, asla kendime laf söyletmem. :)
Özgüvenin ne mucizevi bir nimet oldugunu gördüm. Bu sorunlarımı bitirmedi ama sorunlarla başa çıkma yöntemleri bulmamı sağladı.
Bir de Aykut Oğut var. Ona da ayılıp bayılıyorum. Aldıgım ilk kitabı korsandı, yola çıkıcam zaman geçsin okurum diye almıştım. Ama okuduktan sonra bir çok arkadaşıma korsan olmayanını alıp hediye ettim. Hatta farklı şehirlerdeki arkadaşlarım için internetten sipariş bile verdim. :) Sonra daha detaylı değinirim bu konuya.
Ben tipik bir teraziyim, daldan dala atlar konudan konuya geçerim. Okuyan olursa yazdıklarımı onlar da zaten anlamış olurlar. oxox
Aceleciyim, telaşlıyım, bazen geveze, bazen suskunum, bazen deli gibi mutlu bazen 3 günlük ömrü kalan insan kadar mutsuzum. Ama yukarıda ne dedim, her şekilde ve her koşulda kendimi seviyorum. :)
Bu aralar deli gibi güzellik, bakım, makyaj gibi konularla ilgilendiğim için bol bol kullandığım ürünler hakkında yorum yapacağım, bilgi vereceğim. Sonra diyet, kilo, kilolu kişilerin yaşadığı zorluklar, bazen depresyon bazen ilişkiler... Biraz edebiyat, biraz sinema her konuda yorumlarım da olacaktır. Ebedi bir güzellik blogu değil benimkisi.
Neden blogumun adı venuskadiniguzellesiyor, sorusuna gelince dediğim gibi görüntü olarak büyük bir değişim süreci içerisindeyim. Belki çoook uzunca bir süre sonra sizinle de öncesi sonrası fotoğraflarımı paylaşırım. Ama daha çok var. :)
İlk yazı şimdilik bu kadar olsun. Bende amatör görünümlü blogumu profesyonel bir görünüme kavuşturmak için neler yapabilirim ona bakayım. :)
Eğer yazdıklarımı okuyan birileri olursa, şimdiden teşekkür ediyorum. Bu blogta belki gün gelecek hiç bir şey bulamayacaksınız ama samimiyetim ve dürüstlüğüm hep daim kalacak.
Lütfen kendinize iyi bakın... xoxo
Venüs
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)